ÖZGEÇMİŞ Mİ, ÖZ GELECEK Mİ?

5.10.2016

İş arama sürecinin en stresli bölümü, mülakatlar ve özgeçmiş hazırlamak olarak bilinir. Ancak İnsan Kaynakları Direktörü Didem Yeşim Pektok, bu olaya yeni bir yaklaşım getirerek, özgeçmişten daha çok firmaların iş başvurusu yapanlarda “öz gelecek” merak ettiklerini vurguladı.

Peki nedir bu öz gelecek?

Ataşehir Belediyesi'nin hazırladığı etkinlikler kapsamında bu hafta Didem Yeşim Pektok “Aradığınız Benim” adlı bir seminer sundu.

"İş Arama Sürecinde Özgeçmiş ve Mülakat Görüşmelerine Hazırlık Semineri"ni sunan Pektok, "Yeni nesil firmalar; kim olduğunu ve ne istediğini bilen ‘bilinçli başvuran’ istiyor. Gelecekte olan planlarınızla ilgileniyorlar, firmalarına neler katacağınızı merak ediyorlar. Gelecekle ilgili hayallerinizin, firmanın vizyonuna uyup uymadığına özgeçmişinizden bakıyorlar. Bu sebeple özgeçmişinizde öz geleceğinizi anlatın" dedi.

Mustafa Saffet Kültür Merkezi'nde düzenlenen seminerde Pektok, 4 bin 500 kişi tarafından cevaplanmış bir anket bilgisini de paylaştı. Pektok, "Kariyerinize bugün başlasınız yine aynı mesleği seçer misiniz?" sorusuna ankete katılanların yüzde 64'ünün hayır dediğine, "Kariyerinizde hedeflediğiniz yerde olduğunuzu düşünüyor musunuz?" sorusuna ise yüzde 83.1'in hayır dediğine dikkat çekti.

Pek çok kişinin iş hayatında mutlu olmadığını belirten Didem Pektok, iş başvurusunda bulunan kişinin, kendi kişisel özelliklerini iyi tanımasını, kişisel özelliklerine ve hayallerine uygun bir kariyer yolu belirlemesi gerektiğini ifade etti.

İş başvurularında kendini tanımanın önemine değinen Pektok, "Yeteneklerimizi çözmek adına kim olduğumuzu bilmeliyiz. Kendini tanımak, hayattan beklentilerinizi iyi bilmekten geçer. Kişisel özelliklerimizi mesleki anlamda nasıl değerlendirebileceğimizi bilmeliyiz. Kariyer planlarken, bir meslek ve bu meslekte hedefler belirleyip, kendimizde nelerin eksik olduğunu sormalıyız" dedi.

Seminerde Leonardo Da Vinci'nin 1482'de yazdığı tarihteki en eski CV örneğini gösteren Pektok, "Özgeçmiş; bilgi ve becerilerinizi, yaptıklarınızı kısaca kendinizi sunacağınız bir kısa tarihçenizdir. Mülakat ise; işveren ile işe başvuran adayın, belirlenen sürede bir oturumda birbirini tanımak için bir araya gelmesidir" diye tanımlamada bulundu.

İş görüşmelerinde bulunacak kişilere tavsiyelerde bulunan Pektok, "Özgeçmişinizi güçlü tutarsanız, işverenin karşısına güçlü çıkarsınız. Özgeçmişiniz, sizi görmeden sizi tanıtacak şekilde olmalı. Mülakat görüşmesi için de her an hazır olunmalı, tatile çıkmadan önce iş başvurusunda bulunmayın. İş başvurusunda karışık ve enteresan olmayan e-posta adreslerini tercih edin. Portre, düz cepheden ve stüdyoda çekilmiş fotoğraflar kullanın. Dış görünüşünüz önemlidir, işinize saygınızı gösterir" diye konuştu.    

Mülakata giderken mutlaka başvurulan firma ve işin tanınması, önceden araştırma yapılarak bilgi sahibi olarak gidilmesi gerektiğini ifade eden Pektok, işverenin beklentilerini şu şekilde sıraladı: “Analitik düşünce, problem çözme yeteneği, özgüven, takım çalışması ve iletişim becerisi, öğrenmede isteklilik, samimiyet, profesyonel olmaya yatkınlık, liderlik ve inisiyatif alabilme yetisi.”

Pektok yapılması gerekenler içinse "Görüşmeye giderken erken gidin, ölçülü ve samimi olun, bildiklerinizi söyleyin, kendinize güvenin, iyi dinleyin ve sorulara odaklanın, gülümseyin, sorulara somut yanıtlar verin, saygı gösterin ve saygı bekleyin, görüşmeye yalnız gidin. Somurtmayın ve gereksiz gülmeyin, ukalalık etmeyin, her bildiğinizi söylemeye çalışmayın, pısırık olmayın, ücret sigorta çalışma saatleri vb. konularda soru sormayın, asla yalan söylemeyin, görüşmeye geç kalmayın, dedikodudan kaçının, yazılı özgeçmişinizle çelişmeyin" diye sıraladı.

Kadının iş hayatında fazla yer bulamamasının sebebinin çocuk sahibi olduktan sonra devletin yeterli imkan ve yardımda bulunmaması olduğuna dikkat çeken Pektok, "Maalesef her iş için İngilizce bilme şartı aranıyor, işlerin büyük kısmında aslında İngilizce gerekmiyor. Ancak firmalar buna ayırt eden bir özellik olarak bakıyor, sizin sosyalliğinizle ilgileniyorlar" dedi.