İYİ Kİ DOĞDUN TARIK AKAN

14.12.2016

Yeşilçam’ın usta oyuncusu Tarık Akan,  Ataşehir Belediyesi Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde 13 Aralık Salı günü düzenlenen bir etkinlikle anıldı.

Aynı zamanda Tarık Akan’ın doğum gününe denk gelen programa, sanatçının sinema tarihine tanık olan yapımcı Arif Keskiner ve senarist Umur Bugay konuşmacı olarak katıldılar.

Tarık Akan’ın film sahnelerinden derlenen filmografisi ise Burak Göral’ın sunumu ve anlatımıyla katılımcılara izletilirken, Arif Keskiner ve Umur Bugay Tarık Akan ile yaşadıkları anıları, O’nun hayata bakışını ve duruşunu, yardımseverliğini ve sanatçı kimliğini anlattılar.

“Sen yapacağını yaptın Tarık, artık nöbet bizde”

Bugay, Tarık Akan için: “Tarık, ülkesinin yüzü batıya dönük Atatürkçü aydınlarından biriydi. İnandığı her davada gözünü kırpmadan içinde yer alırdı.  O’nunla, 12 Eylül darbesine karşı kaleme alınan barış bildirgesinde, İstanbul’dan Samsun’a doğru yola çıktığımız büyük Ankara yürüyüşünde, 1 Mayıs’larda, mitinglerde, ödül törenlerinde ve en son Nazım Hikmet Kültür ve Sanat Vakfı’nın yönetiminde hep birlikte olduk. Sen yapacağını yaptın Tarık, artık nöbet bizde” şeklinde konuştu.

Uzun yıllar Tarık Akan ile birlikte çalışan Arif Keskiner ise şunları söyledi:

“1977'de büyük Ankara yürüyüşü ile başladı arkadaşlığımız. Yeşilçam adeta kenetlemişti bizi o yıllar birbirimize. Yavuz Özkan bana bir senaryo getirdi, ‘Abi bu filmi çekelim, Tarık Akan’la da konuştum, kabul etti’ dedi. Başrolleri Cüneyt Arkın’la paylaşacaklardı. Prodüktör olarak beni seçtiler ve o büyük film “Maden” ortaya çıktı. Sinemanın dışında sosyal yaşamımın da içerisindeydi Tarık. Bir akşam oturuyoruz, ‘Abi yarın Ankara’ya gidelim’ dedi. Neden diye sorduğumda ‘Fazıl’ın, Nazım Hikmet için ilk oratoryosu var’ dedi. Kalktık apar topar gittik. Tarık'ın en önemli tarafı da eğitime verdiği destektir. Bu asla unutulamaz. Tarık Akan bende sonsuza kadar yaşayacak birisi.”

Etkinliğin sonunda Keskiner ve Bugay katılımcıların sorularını yanıtladılar.

Filmografiden:

Burak Göral, Tarık Akan’ın yer aldığı filmlerden kesitler vererek, çekim süreçlerini ve sinema hayatını konu alan sunumunun aralarında Tarık Akan’ın sinemada farklılaşma süreci anlattı. Burak Göral şunları söyledi:

“Sanatçının nasıl bir insan olması gerektiğini, yeri geldiğinde nasıl tavır alabilecek bir düşünüre dönüşebileceğini, sanatçının topluma karşı sorumluluk duygusunun nasıl olabileceğini anlatan haysiyetli bir direnişçinin hikâyesi vardır Tarık Akan’ın filmlerinde.

Kariyerinin ilk yıllarında hep görsel özelliklerini ön plana çıkaran rollerde oynadı. Düzelmesi ve olgunlaşması ancak aşk açısı çekince gerçekleşti. O zamana kadar hep keyifçi, hayta bir oğlan çocuğuydu. Hayatın her zaman diskotek tadında geçmeyeceğini sevdiği kadınla birlikte yeni bir hayat kurması gerektiğini anladığı zaman gerçekleşti. Bu dönemde her güzel genç yüzlü adamın sinema kariyerinde olduğu gibi kartpostal çocuğu tanımlamasıyla anıldı Tarık Akan."

Maden filmi milat oldu

Vefatından sonra da yazıldığı gibi, Tarık Akan’ın sanat hayatının iki döneme ayrıldığını ifade eden Burak Göral, "İlk dönem romantik filmlerin prensi, 1971- 1978 yılları arasındaki dönemi. Bu dönemde genellikle hayattan keyif alan genç yakışıklı rolüyle aşk filmlerinde rol aldı. Kendisi bu sürecini şöyle anlatmış: ‘1970’lerde başladığım sinema hayatımda hep salon filmlerinde oynadım. O zaman oyunculuğun, sanatın ne olduğunu çok bilmiyordum. Her yıl yaklaşık 12 film yaptım sonra şunu sorgulamaya başladım, ben hep zengin çocuğu oynayamam, öylede yetişmedim. Bunları sorguladıktan sonra yaptığım işten biraz rahatsızlık duymaya başladım”. İkinci dönemde ise Tarık Akan daha ciddi filmler çekmek ister. Fiziğinde de değişikliler yapıp, kentli kimliğinden sıyrılarak daha çok Anadolu insanını oynamaya başlar ve 1978 yılında çektiği “Maden” filmi bir milat olur" dedi.