Umudun aynası "Deniz"

3.8.2017

       

Sağ elinin zayıflığını soluyla kapatmayı bilen, hayatın tüm sorumluluklarını omuzlarına genç yaşta alan üç çocuk babası, Deniz Özcan... Muhtarlık İşleri Müdürlüğü’nde çalışan Özcan “Ataşehir Belediyesi benim hayatımda ailemden sonra yakaladığım en büyük şans” diyor.

Güçsüzlüğün kolundan çok zihinlerde olduğunu daha çocuk yaşta kavrayan Ataşehir Belediyesi Muhtarlık İşleri Müdürlüğü personeli Deniz Özcan, eğitimini yarım bıraksa da mücadele etmekten, hayatın içinde olmaktan asla vazgeçmeyenlerden. Engelli kadrosu ile Ataşehir Belediyesi’nde çalışan ve çalışkanlığı ile sevilen Özcan’dan hikâyesini dinliyoruz:

    

Sizi tanıyabilir miyiz?

1985 Sivas, Hafik doğumluyum. Babam taş ustası. Sivas’ta altı boğaza bakmak güçleşince evi toparlamış, ben daha iki yaşındayken almış bizi, o zamanın Ümraniye’si, bugünün Ataşehir’ine getirmiş. İstanbul’da doğmadım, ama bütün hayatım Ataşehir’de geçti, diyebilirim. 

Peki, eğitim hayatınız…

Benim okumakta pek gözüm olmadı. Haylaz bir çocuktum. Arkadaşlarımın sürekli bana takılıyor olmasından mı bilemiyorum okuldan uzak durmayı tercih ettim ve eğitim hayatım ortaokuldan sonra bitti. 

Arkadaşlarınızın size takılma sebebi neydi?

Benim doğuştan sağ kolum diğerine göre iki santim daha kısa, ayrıca biraz da güç kaybı var. Aslında bu durum benim hayatımı pek zorlaştırmıyor, sadece kaldırıp indirmem gereken bir şey olursa sıkıntı yaşıyorum. 

Arkadaşlarınızın dokundurmalarına tahammül etmenin bir yolunu bulamadınız mı?

Çocukların acımasızca davranmasının nedeni kolumdan ziyade sol gözümün üstündeki doğum lekesiydi. Sürekli “o ne, neden öyle” diye sorarlardı. Garip bakışlarını üzerimde hissetmeye alışmıştım, o açıdan bu sorular beni etkilemiyordu, gülüp geçiyordum. 

Okulu bıraktığınız için pişmanlık hissettiğiniz mi?

En azından liseyi okusaydım, dediğim çok oldu. Özellikle ilk zamanlar annem çok üzüldü. Bir diplomamın olmasını çok istiyordu. Sanırım kolumun durumundan dolayı iş bulamayacağımı düşünüyordu.

O yaz mobilya yapımı için kalfalık kurslarının olduğunu duydum ve heves ettim. Tam üç sene kurslara devam ettim, sırf annem üzülmesin diye atıldığım bu ilk maceram tam 10 yıl sürdü. 10 yıl boyunca mobilya üretiminde çalıştım, mutfak, banyo dolabı, kapı… 

Mobilya yapımı fiziksel güç gerektiren bir iş değil mi, sizin için zor olmadı mı?

Sağ kolumun kısalığı nedeniyle zaten solağım, o nedenle de elimi rahat kullanabiliyorum. Ayrıca ağır bir yük taşımadığım sürece kolum pek sorun çıkarmıyor. Üretimin içinde olmak açıkçası beni rahatlatıyordu. Mobilya yaparken hiçbir şey düşünmüyordum, ne ay sonunu ne de iş stresini... 

Peki, ya evlilik…

Askere gidemedim, o süreçte evlenip yuvamı kurmak istedim. Uzaktan bir akrabamızın kızı vardı, tanıştırdılar. O an hayatımın bundan sonraki kısmında çok mutlu olacağımı hissettim. Sanki yıllardır birbirimizi arıyorduk.

Hislerimizde yanılmadığımızı, 2007 yılında attığımız imzadan itibaren yakaladığımız mutlulukla bir kez daha anladık. Üç çocuğumuz var: Toprak, Irmak ve Yağmur... 22 yaşında üstlendiğim sorumluluk oldukça büyüktü, ama hiç korkmadım.

Mobilyacılıktan neden vazgeçtiniz?

Mobilya işinde kolumdan dolayı zaman zaman sıkıntı yaşıyordum. 2009 yılında belediyemiz kurulduktan hemen sonra engelli kadrosundan zabıtada yardımcı personel olarak işe başladım. Pazarlarda vatandaştan gelen şikâyetleri dinliyor ve çözüm üretilmesi için müdürlüğümüze bilgi veriyorduk.

Benim için farklı ve güzel bir deneyimdi. Sonra Destek Hizmetleri’nde, ardından Temizlik Birimi’nde ondan sonra da Fen İşleri’nde çalıştım… Şu an ise bir yıl önce kurulan Muhtarlık İşleri Müdürlüğü’nde evrak kayıtta görev yapmaktayım. 

              

Oldukça farklı birimlerde çalışmışsınız, bu size neler kattı?

Farklı birimlerde çalışmak benim için büyük bir avantaj oldu. Böylelikle hem iş tecrübesi hem de insan ilişkileri açısından kendimi geliştirme fırsatı yakaladım. 

Ataşehir Belediyesi benim hayatımda ailemden sonra yakaladığım en büyük şans. 

Muhtarlık İşleri Müdürlüğü

Müdürlüğümüz, ilçemizde bulunan mahalle muhtarlarımız ile koordineli çalışarak vatandaş, muhtarlık, site yönetimleri, STK’lar ve okul aile birlikleri ile belediye arasındaki köprüyü oluşturarak sorunlara kısa sürede çözüm üretmeye çalışıyor.

Muhtardan gelen şikâyetleri ve talepleri dinleyip, ilgili müdürlüklere; çıkan sonuçları da muhtara bildirerek bir nevi köprü vazifesi görüyor. Her ay mahalle muhtarlarıyla istişare toplantıları düzenleyen müdürlüğümüz, tüm hizmetleri mahalle bazlı raporlayıp, ilçemiz ve vatandaşlarımız için kısa zamanda çözmek amacı ile çalışıyor. 

 

Röportaj: Simay Gözener