ATAŞEHİR TİYATRO TOPLULUĞU İLE HAYALLER GERÇEK OLUYOR

21.1.2020

Ataşehir Belediyesi Sömestr Şenliği çocuklar için hazırlanan birbirinden renkli atölye çalışmalarının yanı sıra Ataşehir Tiyatro Topluluğu'nun sahnelediği çocuk oyunlarıyla şenleniyor.

A. Ercan Tulunay yönetiminde sahnelenen “Kaba Korsan ve Hazine Adası” adlı çocuk oyunundan sonra Muharrem Uğurlu yönetiminde sahnelenen “Çikolatalar Ülkesi” adlı oyun da ilk kez tiyatroseverlerle buluştu.

İstediği her şeyi yapabilmek için bir an önce büyümek isteyen ve annesinin sözünü dinlemeyen Ezgi’nin rüyasında “Çikolata Ülkesi”ne doğru yaptığı yolculuğu anlatan oyunda; Beril Yarar, Melek Durdağ, Aleyna Horasanlı, Ömer Erkam Karakaya, Seher Dinler, Semih Öner ve Gizem Demirbozar rol alıyor.

Müziklerin Beste Şahin’e ait olduğu oyunun reji asistanlığını Damla Ezgi Beyaztaş ile Doğuş Aytok yaparken oyunun dans koreografisi Bengü Ergün, ışık tasarımı Emre kahraman, kostüm uygulamaları ise Seher Dinler tarafından gerçekleştiriliyor.

Ataşehir Belediyesi Mustafa Saffet Kültür Merkezi’ndeki gerçekleştirilen ilk oyun sonrası oyunu yazan ve yöneten Muharrem Uğurlu ve oyuncularla bir araya geldik. Uğurlu, tiyatro eğitimini başarıyla tamamlayan ve sahnedeki ilk deneyimlerinde beğeni toplayan oyuncularıyla gurur duyduğunu belirterek, “Sabır, özveri, heyecan ve coşkuyla geçen bir eğitim süreci yaşadık. Aynı düşüncelerle çalışmaya devam etmeleri durumunda geleceklerini tiyatro üzerine kurma imkânını yaratabilirler” dedi.

İlk kez sahne deneyimi yaşayan oyuncular da oldukça heyecanlıydı. Sahneye adım attıkları anda çok heyecanlandıklarını, kısa sürede ise oyunun havasına girdiklerini ifade ettiler. Ataşehir Belediyesi’nin düzenlediği tiyatro eğitimlerine katılarak hayallerini gerçekleştirdikleri için çok mutlu gözüken oyuncularla konuştuk.

‘TİYATRONUN GERÇEĞİ; AN’

Çok küçük yaşlarda çevresindeki insanların taklitlerini yapmaya başlayan Aleyna Horasanlı, tiyatro çalışmalarına son anda kayıt yaptırabilmiş. Aldığı tiyatro eğitimiyle, tiyatronun gerçekliğiyle yüzleştiğini vurgulayan Aleyna Horasanlı, “Anda kalmak, anda yaşamak ve anda bırakmaktı sahne benim için. Daha önce hiç sahneye çıkıp yüzlerce seyirci önünde bir oyun sergilemedim ama sınıf arkadaşlarımın ve hocamın seyretmesi bile beni o gerçekliğe sürükledi. Muharrem Uğurlu hocama beni bu gerçeklikle tanıştırdığı, işine gösterdiği özenle tiyatroyu daha da çok sevdirdiği ve oyunculukta bir adım daha atmama yardımcı olup Dormen Akademi ile tanıştırdığı için teşekkür ederim” dedi.

TİYATROYA ARKADAŞLARI YÖNLENDİRDİ

Tiyatroya ilgi duymayan, tiyatroya gitmeyen, fakat aile arasında taklitler yapan Beril Yarar, arkadaşlarının yönlendirmesiyle tiyatroya başlamış. Ataşehir Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nun bir üyesi olmak için iki yıldır çalışmalara katılan Yarar kendisine olan güveninin arttığını belirterek, “Benim için en önemlisi yeni insanlar tanımak, birilerinin hayatlarına dokunmak ve kendi yeteneklerimi keşfetmekti. Tiyatro sayesinde tüm bunları gerçekleştirdim ve gerçekleştirmeye devam ediyorum. Sahne arkasında sıramı beklerken inanılmaz derecede heyecanlıydım. Sahneye çıktıktan sonra zaman durmuş gibi hissettim. Oyun bitip seyirciden olumlu geri dönüş aldığımızda yaşadığım duyguyu anlatacak bir kelime yok sanırım” şeklinde konuştu.

‘ADETA TİYATRO İLE BESLENDİK’

Duygu Demirbozan’ın küçük yaşlarda seyrettiği tiyatro oyunuyla başlamış tiyatroya olan tutkusu… Çocukken izlediği her tiyatro oyununda kendini sahnede hayal eden ve hayallerini gerçekleştirdiği için çok mutlu olduğunu belirten Demirbozan şunları söyledi: “Önce okul tiyatrolarında yer almaya başladım. Kendimi bu yolculukta daha çok geliştirmek adına eğitim almaya karar verdiğimde kendimi Mustafa Saffet Kültür Merkezi’nde buldum. Çalışmalarımız her hafta bir önceki haftanın üstüne ekleyerek ilerledi… Öğrendikçe daha çok merak eder oldum. Adeta tiyatro ile beslendik. Ve en güzel tarafı bu öğrenme asla bitecek, tamam bitti her şeyi öğrendim diyebileceğiniz bir şey değil. Çünkü tiyatro doğası gereği her zaman öğrenmeye açık, insanın en başta kendisini keşfetmesine yardım eden bir alan. Bu yüzden sınırı kuralları yok. En güzel tarafı da bambaşka hikâyelerin içinde buluyorsunuz kendinizi. Birçok saklı duygunuz gün yüzüne çıkıyor tiyatroyla. Özellikle çocuk tiyatrosunun yeri benim için çok ayrı. Yıllar önce benim izleyici koltuğunda kurduğum hayaller şimdi belki ben sahnedeyken başka bir çocuğun düşünceleri olacak. Umarım sahneye her zaman çocukluğumdaki heyecanla çıkarım.”

‘SAHNEDEN HİÇ İNMEMELİYİM’

Melek Durdağ ise oyun sonrası yaşadığı heyecanı şu şekilde anlatıyor: “O ilk sahneye çıktığım an, o insanların tepkileri, eğlenmeleri, oyun sonunda hiç tanımadığımız insanların bile bizi tebrik etmeye gelmeleri… Sahne tozu yuttum ben bir kere, o tozu geri vermek isteyene aşk olsun. Sahneye ilk çıktığımda çok heyecanlı iken ilginç bir şekilde ilk cümlemi söyledikten sonra bütün heyecanım geçti ve seyirciden ilk reaksiyonu alınca o kadar mutlu oldum ki sahneden inmeyi hiç istemedim. Düşünüyorum da, ben sahneden hiç inmemeliyim!”

“SAHNE FOBİM VARDI’

Ömer Erkam ise ilk olarak anaokulunda sahneye çıktığı tiyatro serüvenini şöyle anlatıyor: “Üniversitede kendimi geliştirebileceğim yeni alanlar ararken tiyatroyla tanıştım. Aslında sahne fobim vardı ve bunu hep yenmek istiyordum. MSKM’deki çalışmalar bana tiyatroyla ilgili daha profesyonel şeyler öğretti.  Aslında sahnede olmayı seviyorum çünkü bence sahne insanın varoluşsal olarak en büyük amaçlarından birine, fark edilme olayına sebep oluyor, siz bir performans gösteriyorsunuz ve dönüt alıyorsunuz ve bu harika bir olay.”

ÇOCUKLUK HAYALİ…

Kadın giyimi üzerine tasarımlar yapan Seher Dinler de çocukken dinlediği radyo tiyatrosu sayesinde tiyatroya ilgi duymaya başlamış. İlkokuldayken bir kere sahneye çıkan Dinler halkoyunları gösterisi için geldiği MSKM’de tiyatro kursu kayıtlarını görünce çocukluk hayalini gerçekleştirmeye karar vermiş.

Sabırla konuşma sırasının gelmesini bekleyen Semih Öner, çocukluk hayalini gerçekleştirmek için konservatuara gitme imkânı olmadığı için soluğu Ataşehir Belediyesi’nin düzenlediği tiyatro eğitiminde almış. Kayıtların dolduğunu öğrendiğinde yaşadığı üzüntü, yoğun talep nedeniyle bir sınıf daha açıldığında sevince dönüşmüş.

Tiyatroyla ilgili bilmeleri gereken her şeyi Muharrem Uğurlu’nun sabırlı ve özenli eğitimiyle öğrendiklerine dikkat çeken Öner, “İlk sahneye çıktığımda çok heyecanlıydım tatlı bir korku da vardı diyebilirim. Ama o sahnenin sonunda o alkış seslerini duymak gerçekten anlatılmaz yaşanır denir ya işte tam da o şekilde bir haz duydum. Sahnede olmak gerçekten harika bir duygu ben sahnede olmayı gerçekten çok istiyor ve çok seviyorum. Ataşehir Belediyesi Tiyatro Topluluğu’nun bir üyesi olmak mutluluk verici bir olay” diye konuşuyor.

Beril Yarar, Melek Durdağ, Aleyna Horasanlı, Ömer Erkam Karakaya, Seher Dinler, Semih Öner ve Gizem Demirbozar 26 Ocak Pazar günü MSKM’de çocukların karşısına bir kez daha çıkacaklar.

 

Fotoğraf ve röportaj: KADİR İNCESU